Otizmi Tezhip ve Minyatür ile Çizmek

Haydi Gönüllü Ol!

ÖNSÖZ

Minyatür sanatı, M.S 7. yy.'dan 19. yy sonlarına kadar tarihi geçmişe sahip bir sanattır. Türk kültürünün kökeni olan, Ural-Altay kültürünün uzantısıdır. M.S 8. yy. ortalarından kalan Uygur Türkleri'nin Hoco merkez olmak üzere, Turfan bölgesinde meydana getirdikleri minyatürler daha sonra Türk Minyatür sanatının kaynakları olmuştur. Türk resim sanatının önemli bir dalı olan ''Minyatür Sanatı'' nın kökleri Orta Asya'ya kadar uzanmaktadır. İslami dönemde çok önem kazanan ''Minyatür Sanatı'' Anadolu, İran, Mezopotamya ve Hindistan'a kadar yayılmıştır. Yazma eserlerinin süslemesinde ve konuların görüntü ile açıklanmasında çok önemli bir ayrıcalık taşımaktadır. Minyatür, bir anlatım sanatıdır. Türkçe'de nakış, tavsir, resim, sözcükleriyle anılan kitap isimleri, el yazma kitaplarda metinde anlatılan öykü, olay ya da bilgiyi resim diline aktarırlar.

Minyatürle ilgili bu açılımı doğru anladıktan sonra, yaşamın içindeki her türlü olayı ve duyguları resmetmek bir sanatçı için zor olmayacaktır. ''Otistik çocuklarla'' çıktığımız bu sanat yolculuğunda, teknolojinin bu denli ileri olduğu bir yüzyılda dahi, süsleme sanatı ve minyatür yoluyla aynı kağıtlar üzerinde buluşabildik. Çocukların yapmaya çalıştıkları her şey bize ilham verdi. Çünkü tezhip ve minyatür sanatı, doğadaki her şeyi sadeleştirerek çizme olanağı verir, onların ruhlarındaki temizlik ve saflık gibi... Bir tezhip ve minyatür sanatçısı da, o içsel saflığa kavuşunca hissettiklerini resmedebilir. Ortak çalışmalarımızın motifleri arasında kullandığımız bitkisel çıkışlı hatayi ( doğadaki çiçeklerin sadeleştirilmiş hali), yapraklar, hayvansal çıkışlı rumiler (kuşların kol ve kanatlarının sadeleştirilmiş hali) kompozisyonlarımızı oluşturmamıza yardımcı olmuştur. Doğadaki her şey; bitki örtüsü, iklim, canlıların birbirileri ile mücadelesi, kısacası yaşam bu sanata ilham vermiştir. Sanat, uyum içinde uyumsuzluktur, aynı bizlerin çocuklarla aynı şeyi paylaşmamız, uyumsuz görünen çalışmaların, renk, motif ve desenlerle çok güzel bir uyuma dönüşmesi gibi. Her şeyden önemlisi, bizler bu özel çocuklarla, sanat yoluyla iletişim kurabildik ve aynı sanat atölyesinde uyum ve neşe içerisinde çalışabildik. Ben ve atölye grubum da onlarla aynı heyecanı paylaşarak, sanatımızı ve yaşamımızı etkileyecek yepyeni bir bakış açısı elde ettik. Bu şansı bizlere sağlayan ve projede emeği geçen herkese çok teşekkür ederim.

Saygılarımla...
Sabriye ŞEKER

OTİZM VE SIRA DIŞI YAŞAMLARA TANIKLIK

Otizm ve sıra dışı yaşamlara tanıklık için yepyeni bir alan açıldı önümüze. Yolumuza süsleme sanatı ile katılan Sabriye Şeker sanatçı arkadaşlarıyla birlikte resmin nakış yönü ile bakmayı denediler. Yaşama dair ayrıntılarda gizlenen gerçekliği tarihin kutsal kırmızılarında görmeyi göstermeyi denediler.

Farklı özelliklerin nasıl duyumsanıp kavranabileceğini arap zamkı ve altın tozlarıyla süslü bir alanda tanımladılar. Şabloncu zihniyetin ötesine geçen bir önermede bulundular eserleriyle. Otistikler ve sanatçılar ortak mekan ve zamanı birlikte deneylemek adına ortak resimlerde buluştular. Ortaya çıkan eserler bizi, insanlığı bazı konularda uyarmaktadır.

Eserler; görünen gerçekliğin anlamı hakkında düşünmeye davet ediyor. Birbirine benzemeyen insanların ortak paydalarda buluşabileceğine işaret ediyor.  Sessiz dünyaların gerçekliği, sadeliği ve derinliği hakkında sonsuza dek düşünebilme gücümüzü uyarıyor.

Farklı olanla  birlikte yaşamın en zorlu olanından, ''otizm''den öğrenmeyi vaat ediyor. Otistikler Derneği olarak 17. kuruluş yıldönümümüz olan 3-10 Aralık Dünya Özürlüler Haftasında ''özür'' hakkında yeniden düşünmeyi öneren bu sergi ile farklı olanla birlikte yaşam için topluma bir örnek sunma şansını yaşamaktayız. Sanatçılar, otistikler, genç psikologlar, sanatla terapi öğrencileri ve gönüllülerimizin bir yılı aşkın süredir devam eden ortak çalışmalarıyla bir mesaj verme olanağını bulmaktadırlar.

Mesajlarımızın; diğer sanatçılara, sağlık ve eğitim alanındaki profesyonellere, ilgili tüm yöneticilere ve topluma ulaşabilmesinde destek sağlayan, sanat ve bilimin birlikteliğinde umutları artıran TC Yeni Yüzyıl Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanlığı'na, Üniversite Rektörlüğü'ne, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanlığı'na, Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü Başkanlığı'na, şükran ve saygılarımızı sunarız.

Yrd. Doç. Dr. Nevin Eracar
Otistikler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
T.C Yeni Yüzyıl Üniversitesi Öğretim Üyesi